29 Temmuz 2010

Satürn Terazi'de





Satürn Terazi’de

-Artık Satürn’ü Terazi burcunda ağırlıyoruz, hem de uzunca bir süre-

Geçen hafta, yani tam olarak 22 Temmuz’da Satürn artık nihai olarak Terazi burcunda ilerlemeye başladı. Satürn’ün burç değiştirmesi, her birimizin hayatında sorumluluk alanının değişmesine sebep olacaktır. Sorumluluğu temsil eden görüş alanımız artık farklı bir alana odaklanmış durumda. Alıcı gözle baktığımız, düzeltme ve düzen getirme ihtiyacı hissettiğimiz, olgunlaşıp, meyve verecek hale geleceğimiz alan artık Terazi burcu ile Satürn’ün birleşiminden oluşan bir platforma sahip.  22 Temmuz 2010’dan itibaren Ekim 2012 başına kadar gündemimiz Satürn/Terazi olacak.

Olgunlaşmak kolay değildir. Satürn’ün elinin değdiği alanda da hayat kolay olmayacaktır, ancak hiçbir gayret göstermeden, içte değişimi zorlayan sancıları hissetmeden olgunlaşmak, gelişmek büyümek mümkün olmaz. Ruhumuz, hayatımız süresince ihtiyacı olan gelişimi sağlamak için Satürn’le iş birliği yapar. Biz maddesel dünyada acı çekiyor, zorlanıyor, daralıyor gibi hissetsek de; ruh yaşadığından memnundur. Çünkü ruh, ancak güçlü deneyimlerle istediği sıçramaları yapabilecek güce ulaşabilir.

Peki, Terazi burcunda ilerlemeye başlayan Satürn’ün ruhumuzla olan işbirliğinin şimdi ki sürecinde ne öğreneceğiz? Hangi dersle bizleri bekliyor?  Burcumuza ve yükselenimize göre bir incelemeye başlamadan önce, genel olarak havamız ne olacak bir göz atalım hep birlikte.

Terazi burcu dendiğinde aklımıza gelmesi gereken anahtar kelimeleri bir sıralayalım: ilişkiler, denge, bağlantılar, sen, başkaları, adil olma, objektif olma,  hakkını arama, rekabet duygusu, rakipler, hatta düşmanlar…

Şimdi Terazi’den aldığımız bu anahtar kelimeleri Satürn’le harmanladığımızda karşımıza şu sorular çıkabilir:

-        - İlişkilerimdeki mesafem, duruşum nedir? Bu duruşumu değiştirmeli miyim?
-        -İlişkilerimin süresi nedir? Partnerimle aramdaki bağ yeterince kuvvetli mi?
-        - İlişkilerimdeki sorumlulukları nasıl paylaşıyoruz, bu paylaşım adil mi?
-        - İlişkilerimde önem verdiğim kurallar var mı? İlişkilerdeki sınırım ne?
-        - İçinde bulunduğum ilişki ben geliştikçe benimle birlikte gelişebilecek kadar esnek mi? Yoksa beni bir kalıp içinde tutmaya mı zorluyor?
-        - Başkalarından ne bekliyorum? Beklentilerim abartılı olabilir mi?  Başkaları benden ne bekliyor?
-        - Başkaları ile olan ilişkilerimde denge sağlayabiliyor muyum? Denge sağlamak için nelere dikkat etmem gerekir?
-        - İçinde bulunduğum ilişkiyi sürdürmeli miyim?
-        - Başkalarında tahammül edebildiğim hatalar ya da zayıflıklar nelerdir?
-        - Bana göre adil bir yaşam tarzı nasıl olmalıdır? Hayatım bu anlamda doğru bir dağılıma sahip midir?
-        - Uzun zamandır beraberimde taşıdığım ilişki kurallarını hala taşımalı mıyım, yoksa terk etme zamanı geldi mi?
-        - Hayatımın hangi alanına denge ve uyum getirmeliyim?

Bu tür sorular genel olarak bu dönemde her birimizin hayatında yer alacak. Gerek kendi ilişkilerimiz gerekse başkalarının ilişkileri ilgi alanımızda olacak.
Ayrıca sen demeyi, hayatımızda başkaları adına sorumluluk almayı da öğreneceğimiz bir süreç içindeyiz artık.

Yüzeysel ilişkilerin artık çok fazla gündemde kalmayacağı, karşılıklı saygı, sevgi ve sorumluluk çerçevesinde gelişen ilişkilerin aranacağı bir dönemdeyiz.
Önümüzdeki yaklaşık iki buçuk yıllık süreçte hayatımızdaki tüm ilişkilerde bu detayları önemseyeceğiz. Karşılıklı vermeyi öğreneceğiz. Bu özellikleri taşımayan ilişkiler ise çatırdamaya yüz tutacak. Her ne kadar Terazi ikili ilişkileri anlatıyor olsa da, burada saydığım yaklaşım hayat içindeki tüm ilişkiler içinde olacak. Çünkü “ben-sen” hattının   “sen” bölümüdür Terazi ve günlük hayatımızda “sen” bölümünden birçok insan gelip geçer.

Peki yükselen burcumuza ya da Güneş burcumuza göre nasıl bir etki alıyoruz bu dönem içinde, kısaca buna da bir göz atalım:

Satürn 1. Evde ( burcu ya da yükselen burcu Terazi olanlar): Bu süreçte ne kadar sorumluluk almaya hazır olduğunu anlayacak testler ve sınavlar seni bekliyor. Bu sayede kişiliğin daha oturmuş ve ne istediğini bileceğin bir yeni döneme başlamış olacaksın.  Kendi hayatının sorumluluğunu taşımaya hazırlandığın bir döneme giriyorsun. Zorlu da olsa, kendinde belirli bir güç ve kararlılık hissedeceğin bir dönemdesin. Asıl zorlu olan dönemi artık geride bıraktığını hatırla ve hayata bundan sonra dört elle sarıl.

Satürn 2. Evde (burcu ya da yükselen burcu Başak olanlar): Hala sahip olduğun kaynaklar kısıtlı. Fakat artık bu kısıtlı kaynaklarınla neler yapabileceğini bileceğin, öğreneceğin bir sürece başladın. Gerek finansal kaynaklarını, gerekse yeteneklerini kullanacak, test edecek ve bunları nasıl avantaja ve artıya çevirebileceğini öğreneceksin. Hem bütçeni, hem de yetenek ve becerilerini geliştirmek, bu alandaki sorumluluğu ele almak senin bu döneme ait görevin olacak. Kendine yeni beceriler bul ve ihmal ettiğin yeteneklerine gereken önemi göster. Şimdi para kazanmak için neler yapabileceğini, hangi zorlukları göze alabileceğini görebileceğin dönemdesin.

Satürn 3. Evde (burcu ya da yükselen burcu Aslan olanlar): Öğrenme ve iletişim alanlarında kendini geliştirecek sınavlarla karşı karşıya olacaksın. Yeni bir öğrenim dönemine başlayabilirsin. Disiplinli ve düzenli bir öğrenim sürecinde olacaksın. Hem öğrenecek hem de öğreteceksin. Kendi düşünce ve fikirlerinin sorumluluğunu almaya hazırlanacağın bu dönemde, başkalarının fikirlerini dikkatlice sorgulayacaksın. “Konuşmadan önce düşünmek” ne demektir, asıl şimdi öğreniyorsun. Söz vermenin getirdiği sorumlulukla tanışacaksın. Yakın çevren, kardeşlerin ve akrabaların ile olan ilişkilerinde önemli olacak ve bu alanda sorumluluk almaya hazır olacaksın.

Satürn 4. Evde ( burcu ya da yükselen burcu Yengeç olanlar) : Aile ve yuva senin için zaten önemli. Fakat Satürn’ün Terazi’ye girmesi ile birlikte bu daha da önem kazandı.  Ailen ile ilgili sorumlulukları almaya hazır olacaksın bu dönemde. Ev, yuva, aile kavramları ön planda olacak ve bu alanlarda bir yandan sorumluluk alırken bir yandan da gerekli olan değişiklikleri yapmakla uğraşacaksın. Taşınmak isteyebilirsin. Eğer ailenle yaşıyorsan, artık kendi başına bir evde yaşamak isteyebilirsin.  Yuva kurmanın sorumluluğunu da hissedebilirsin. Bu gösterge evlilik göstergesi olabilir. Aile ve ikili ilişkiler kavramlarını kapsayan konular gündemde olabilir. Hayatının yaşlılık dönemi ile ilgili endişelerin gündeme gelebilir ve bu konu ile ilgili bazır yatırımlar yapmak isteyebilirsin.

Satürn 5. Evde ( burcu ya da yükselen burcu İkizler olanlar): Artık kendi istediklerinin sorumluluğunu alma dönemindesin. Hep ihmal ettiğin ve seni ilgilendiren proje ve dilekler ön plana yerleşecek. Kendi mutluluğunu yakalayarak bunu ilişkilerine yansıtmayı öğreneceksin. Hobilerine zaman ayırmadıysan, ruhunun kendini geliştirmesi ve egona katkıda bulunması için uğraşmadıysan, şimdi bunu yapmak zorunda kalabilirsin. Eğer bunu önemsemezsen, ruhsal sorunlarla karşılaşabilirsin.   Ayrıca çocukların varsa, şimdi onlara da bazı alanlarda sorumluluk sahibi olmayı öğreteceksin. Hatta Satürn sana belki de yeni bir çocuğun sorumluluğunu da getirebilir. Ayrıca cıvıl cıvıl olmasa da olgun, kalıcı ve uzun süreli bir ilişki de kapıyı çalabilir.

Satürn 6. Evde ( burcu ya da yükselen burcu Boğa olanlar): Ruh ve beden arasındaki dengeyi öğrenmenin zamanı geldi artık. Her ikisine de iyi gelecek ve aralarındaki dengeyi sağlayacak bir yaşam tarzı benimsemelisin. Bu alanda göstereceğin ihmal rusal dengesizliklere ve günlük mutsuz ve depresif bir ruh haline yol açabilir. Hem günlük işlerinle hem de sağlığınla ilgili gerekli sorumluluğu üstlenmeli, bu alanlara çeki düzen vermelisin. İş hayatını daha düzenli bir dengeye oturtmalısın, çünkü günlük rutin işlerinde üstlenmen gereken sorumluluk artabilir. Eğer karşına çıkan sorumlulukları üstlenmek için gereken özeni göstermezsen, işini ya da sağlığını kaybetme riski ile arşı karşıya kalabilirsin.

Satürn 7. Evde (burcu ya da yükselen burcu Koç olanlar):  İlişkilerin ön planda olduğu bir dönemdesin. Bu dönemde ilişkilerin ile ilgili sorumlulukların artacağı, yapılan hataların ya da fedakârlıkların gözden geçirileceği bir süreç içindesin. Eğer bir ilişkin yoksa bu dönem sana bir ilişkinin getireceği sorumlulukları öğrenmen için, sana yeni bir ilişki getirebilir. “Sen” demeyi öğreneceğin bu birkaç yıl süresince, hayatında var olan kişilerin rollerinin ne olduğunu daha iyi tanıyacaksın. İçinde bulunduğun bir ilişki varsa, bu ilişki şimdi her ikiniz tarafından da mercek altında olacak. Saygı, sevgi ve hakkaniyet üzerine kurulu ilişkiler bu dönemde daha da sağlamlaşırken, bu değerlere sahip olmayan ilişkiler sonlanacaktır. İlişkilerde Alış-Veriş kavramlarının dürüstçe uygulanması gereken bir süreç!

Satürn 8. Evde (burcu ya da yükselen burcu Balık olanlar): Tüm sorumlulukların, özellikle finansal sorumlulukların mercek altında. Kimlerde alacak, verecek alışverişinde olduğun önem kazanacak. Kendi borçlarına sadık kalmayı öğrenirken, başkalarından da sorumluluklarını yerine getirmeleri isteyeceksin. Bu dönemde ikili ilişkilerinde parasal bazı zorluklarla sınanman da söz konusu olacak. Bu sınavlar sana geleceğe yönelik yatırım yapmayı öğretecek. Hayatın karamsar ve üzücü yanlarını yaşayabilirsin, fakat her birinden güçlenerek ve gelişerek yol alacağını bilmelisin. Unutma, hayat seni şimdi yaşayacağın sınavlarla birkaç yıl sonra atacağın başarılı adımlara hazırlamakta. Kendini karamsar hissettiğinde, kendi içine dönebileceğin çalışmalar (meditatif çalışmalar) yaparak , kendini daha iyi hissedebilirsin.

Satürn 9. Evde (burcu ya da yükselen burcu Kova olanlar): Kendi kişisel gelişimini bir üst boyuta taşıma zamanı geldi. Adil olmak, objektif olmak ve kimsenin hakkını yememek bundan sonra çok daha önemli olacak. Bu tarafını geliştiren eğitim ve felsefelere daha yatkın olacaksın bundan sonra. Umutların ve beklentilerin daha bir sağlam zemine oturacak. Gerçekleşebilecek hedefler peşinde koşmayı öğreneceksin. İlişkilerde üstleneceğin sorumluluklar, dünya görüşünü daha üst bir boyuta taşımanı sağlayacaktır. Bu dönemde hukuksal konularla uğraşman söz konusu olacak gibi. Eğer bir yüksek öğrenime başlamak istiyorsan, ya da seni ruhsal ve felsefi anlamda geliştirecek bir çalışmaya başlamak istiyorsan bu fırsatı değerlendirmelisin. Şimdi zorlu öğretilerle baş edebilecek güce sahipsin.

Satürn 10. Evde (burcu ya da yükselen burcu Oğlak olanlar):  Toplumun gözündeki yerini, artık biraz daha değiştirmek bir basamak yukarıya taşımak isteyeceksin. Ciddi ve sorumluluk sahibi yanını başkalarının da fark edeceği bir dönemdesin. Büyük bir ihtimalle saygınlığın artacak ve olgunluğun başkaları tarafından da anlaşılacak. Şimdi başkalarının seninle ilgili düşündükleri de önemli olacak. İş ve kariyer hayatında önemli sınavlarla karşı karşıyasın. Bu sınavların üstesinden gelecek güce de sahipsin. Artık kendini bu alanlarda gösterme zamanı. Sorumluluk alarak kariyerinin tepe noktasını yaşayabilirsin. İş ve kariyer hayatında sorumluluk almaktan kaçınma!

Satürn 11 Evde (burcu ya da yükselen burcu Yay olanlar): Çevrenle ve arkadaşlarınla olan ilişkilerini gözden geçirmek zorunda kalabilirsin. Bu alanda bazı kopmalar yaşayabileceğin gibi, bazı sorumluluklar da üstlenmen söz konusu olabilir. Kazancının daha fazla kıymetini bileceksin. Kalabalık gruplarda olmak, bu tür ortamlarda sorumluluk almak isteyebilirsin. Kendi çocuğunun veya bir başkasının çocuğunun sorumluluğunu da alabilirsin bu dönemde.  Kendi otoriteni geliştirecek sorumlulukları almalı, kalabalık gruplarda otoriteni geliştirecek projeler üstlenmelisin. Yaşlı ve olgun insanlardan destek alabilir, kollanabilirsin.

Satürn 12. Evde (burcu ya da yükselen burcu Akrep olanlar):  Kişisel gelişimin, ruhsal ve spritüel olgunluk safhasındasın. Bu dönemde yaşayacakların içten dışa doğru etki eden bir süreç geçirmeni sağlayacak. Satürn’ün 12 burçluk döngüsü süresince yarım kalan alanlar olduysa, onların her biri ile ilgili sorumlulukları almaya hazır olmalısın şimdi. Çünkü bu evreden sonra yeni bir döngüye başlayacaksın ve yeni döngüye başlamadan hazır olmalısın. Bu yüzden şimdi sorumluluklar her alandan gelebilir ve bunların her biri senin için gereklidir. Bu süreci kabul et ve hayatında sonlanması gereken şeylerin de sonlanmasına izin ver. Değişime engel olma, çünkü bu değişimin ardın sana yeni bir döngü sunulacaktır.  

Evet! Satürn’ü ev-ev dolaştırdığımızda çıkan yorumlar yukarıdaki gibi oluyor. En başta evlere geçmeden saydığım etkilerin genel olduğunu ve hepimizin üzerinde etkisi göstereceğini de göz önünde bulundurmayı ihmal etmemeliyiz.

Ayrıca Satürn’ün Terazi burcuna geçmesi ile birlikte cilt, böbrek, mesane, kalça kemikleri, basen bölgesi ve omurga ile ilgili sağlık problemleri daha bir ön planda olacaktır. Eğer bu bölgelerle alakalı bazı sorunlarınız varsa, bir an evvel gerekli önlemleri almamız yararlı olacaktır.

Sevgiler
Yurda Hal


20 Temmuz 2010

Kaselerin Dörtlüsü: Sevgiye Şekil Vermek












Kaselerin Dörtlüsü:  Sevgiye Şekil Vermek

Duası: Sükunet içinde olduğumda, başkalarına sevgimi göstermek için yapmak istediklerimle ilgili harika fikirlere sahip oluyorum. Kendimle huzur ve barış içinde yaşadığımda, Yaradan ruhuma neleri paylaşmam gerektiğini gösteriyor. İmgelediğim hediyeleri, doğuştan gelen yeteneklerim ve elde ettiğim becerilerimin doğrultusunda, bana sunulan zaman içerisinde yapıyorum.

Şimdi başkaları için hissettiğim sevgiye şekil veriyorum.  Şimdi hediyemi bu maddesel dünya üzerinde yaratıyorum ve bu hediyeyle kendi halkıma olan en derin duygularımı ifade ediyorum.

Öğretisi: Ruhun ilişkin için sevgiye şekil vermeni istiyor. Bu, kendi hazırlayacağın ve duygularını yansıtan bir hediye olabilir. Partnerinle ilişkilerini şekillendiren bir anlaşma da olabilir. İlk dokunuş, ilk derin bağlantı ya da verilecek bir söz olabilir. Bu, her ne ise sana biraz daha sorumluluk veren bir şey olmalıdır.

İçsel bir deneyime artık açıklık getiriyorsun. Yani, içsel yaşadığın, hissettiğin bir şeye, dış dünyada şekil veriyorsun. Sevgililer günü kartı, saf sevginin kartıdır. Eğer bu kartı kendi ellerinle yazıp çizersen, o karta sevgin dokunmuş olur. Onunla sevgini ifade edersin. Bu sayede kâse içsel sevgi ile sürekli dolup taşacaktır.  Eğer birisi sana olan sevgisini ifade ederse, bu seni bağımlı kılmayan, ancak mutlu edecek bir hediyedir.  Gerçek varlığın sevgiyi nasıl ifade ederse, alacağı ödül de aynı şekilde olacaktır.  Sen sevgiyle doldukça ve üst benliğinde bu sevgiyi işledikçe, saf ve koşulsuz sevgiye ulaşırsın.

Önce kendini sev – ve ardından sevgini cömertçe hediye et!

Sevgiler 
Yurda Hal

03 Temmuz 2010

26 Haziran ve 11 Temmuz 2010 Tutulmaları - bölüm 1

Madem tutulmaların bu kadar önemli olduğu günler yaşıyoruz, öyleyse astrolojide  tutulmalarla ilgili, özellikle aklımızda tutmamız gereken, temel kuralların bazılarının neler olduğunu  sizlerle kısaca paylaşmak istedim. Bu sayede hem belki de bilmediğiniz bir astroloji bilgisine ulaşmış olacak, hem de tutulmalarla ilgili elde ettiğiniz bilgileri farklı bir bakış açısı ile inceleyebileceksiniz.

  1.  Tutulmanın öncesinde ve sonrasındaki günler genellikle önemli ve hafızada kalıcıdır(+/- 10 gün)
  2. Güneş tutulmalarının etkileri, tutulmadan 3 ila 6 ay önce başlar ve neredeyse tutulmanın ardından bir yıl daha sürebilir. Ay tutulmaları ise tutulmadan 6 hafta önce etki etmeye başlar ve bu etki 6 hafta sonrasına kadar sürer.
  3. Tam tutulma her zaman en güçlü tutulmadır. 
  4. Tutulmanın görüldüğü yerler, daha doğrusu tutulma hattında olan ülkeler tutulmanın etkisini daha fazla yaşarlar. (şu an yaşadığımız tutulma, Güney Amerika’nın alt ucundan başlayarak okyanusta ilerliyor ve Yeni Zelanda’ya yaklaşmadan hemen önce bitiyor)
  5. Tutulmalar çiftler halinde gerçekleşirler. Bir tutulma, 6 ay sonra karşı burçta gerçekleşen bir tutulmayla tekrar aktif hale gelebilir.
Bu maddeler tutulmalarla ilgili temel maddelerdir.

Tüm bu bilgiler ışığında şunu söylemek mümkün; 1999 yılında, Türkiye üzerinden geçen hatta  gerçekleşen  Güneş tutulması ile  şimdi yaşayacağımız tutulmayı  Türkiye açısından eşdeğer görmek mümkün değildir.  Fakat bununla beraber, gökyüzünde öncü burçlarda oluşan gergin açılar, tutulmaların da öncü burçlar olan 
Yengeç- Oğlak hattında gerçekleşmesiyle tetiklenmektedir. Yazımın şimdi okuyacağınız birinci bölümünde Ay tutulmasını, yarın yayınlayacağım ikinci bölümünde ise Güneş tutulmasını detaylandıracağım.

(Geçen hafta yoğunluğum sebebiyle bir türlü yazmaya fırsat bulamadığım Ay Tutulmasına da böylece değinmiş oluyorum)Özellikle geçtiğimiz hafta 26 Haziran’da gerçekleşen Ay tutulması hem gökyüzündeki transit gerginlikleri tetikledi, hem de tetiklediği bu gerginliği Türkiye’nin kuruluş haritasının akslarına ve bazı göstergeleri üzerine yerleştirdi.
Ay tutulması haritası

Ay tutulması haritasına bir göz atalım. Tutulma haritasının ufkunda 20 derece Terazi yükseliyor. 04 derece Oğlak burcunda gerçekleşen Ay tutulması (Dolunay) haritasında gördüğünüz gibi tutulma esnasında Ay Pluto ile, Güneş ise Merkür ile kavuşumda. Bununla beraber tutulma esnasında Ay ve Güneş aynı zamanda  Uranüs /Jüpiter kavuşumuyla  ve Satürn’le kare açı halinde.  Dolayısı ile ortada önemli bir gerginliği temsil eden bir Grand Cross (büyük kare) var..

Öncelikle, tutulma esnasında “Via Combusta” yani “Yanan Yol” dediğimiz, 15 derece Terazi burcu ile 15 derece Akrep burcu arasında bulunan 20 derece Terazi yükselmekte. “Yanan Yol” içerisinde bir çok şiddet ve gerginlikleri gösteren Sabit Yıldızlar bulunmaktadır. Bu yüzden tutulma haritasının yükselen derecesi huzursuzluk, şiddet ve gerginliklerin ön planda olacağını göstermektedir. Yani gündemde, insanların zihninde, yüreğinde sebepli ya da sebepsiz gerginlik, huzursuzluk, öfke ve agresiflik olacaktır. Terazi’nin yöneticisi Venüs’ün ise bu haritada 11 evde ve Aslan burcunda yerleşmiş olması bu  içsel veya dışsal olarak ortaya çıkabilecek durumların, açık alanda, abartılı bir şekilde, etkileyici sahnelerle, zaman zaman çok belirgin öfkeyle sergilenebileceğini göstermekte. Ayrıca yükselen Terazi, adalet ve hak arayışının ön planda olacağını, insan haklarının da gündeme geleceğinin habercisi olabilir.

Oğlak burcunda Ay ile birleşmiş olan Pluto, aslında uzun dönem var olmuş, toplum içinde temel oluşturmuş fakat miadı dolmuş önemli kişi, kuruluş ya da şartların ani değişikliklere maruz kalmasının söz konusu olabileceğini göstermekte. Esoterik astrolojide Pluto bir ailenin eski köklerini, soyu da göstermekte. Ay ile birleşmesi dikkatlerin bu tür konulara çekilebileceğini, Ay ile Pluto’nun temsil ettiği konuların aydınlanıp gün yüzüne çıkacağını göstermekte. Tabii ki Pluto bunun dışında, yer altı, atom ve atom altı parçacıklar, yıkım/yeniden yapım, ölüm ve tekrar doğuş temalarını da içinde taşır. Ay tutulması bu tür konulara da açıklık getirecektir.  Ay/Pluto’nun 3.evin sonunda neredeyse 4.evin girişinde yerleşmiş olması, bu konuların medya, komşular kanalıyla haber olarak çok çabuk yayılacağını ve herkesin özel hayat alanlarının da etkileyeceğini göstermektedir. Ayrıca ulaşım araçları, yollar ya da iletişim araçları ile ilgili kaza ve sorunların tetiklenebileceğini de düşünmeliyiz.

Güneş/Merkür kavuşumu ise Dolunay sebebiyle doğal olarak  Ay/Pluto’nun karşısındadır. Yine Merkür’ün bu konumu yukarıda italik olarak belirginleştirdiğim bölümü teyit etmektedir. Bir de bu yerleşimin Yengeç burcunda olması Yayılan haberlerin ağır duygusallık içereceğini, 9.evin sonunda ve 10.evin girişine yakın olması ise inanç ve dogma ve fanatizmin önemli bir hal alabileceğini, hükümetin ya da toplum içinde önemli olan kişilerin  bu durumdan kıl payı da olsa nasibini alacağını göstermektedir.

Tutulmanın gergin hattının ortasında Koç’taki Uranüs/Jüpiter durmaktadır ve Uranüs yukarıda saydığım alanları jet hızıyla tetiklemekte, düşünmeden hareket edilmesine sebep olmakta, ani öfke ve kızgınlıkların, mantığı hiçe sayarak devreye sokulmasını anlatmaktadır. Jüpiter’in Uranüs’le kavuşmasını ise bu etkiyi büyütmeye yarayan, kolaylıkla abartıya dönmesine izin veren, fanatizmi ve taraflılığı körükleyen bir işaret olarak görüyorum.

Diğer taraftan tutulmanın ortasında bir de Satürn var tabii. Henüz öncü burca geçmemiş ve değişken Başak burcunda bulunan Satürn bu büyük karenin henüz tamamlanmamış noktası gibi. Bu yüzden yaşanacak tüm gerginliklerde, sorunlarda (bireysel ya da toplumsal) henüz bir tutarlı davranışın sergilenemeyeceğini, çözüm bulmak yerine, çözüm bulmaya çalışır gibi yapılarak bu sürecin geçiştirileceği hissini uyandırıyor bende.
Geride bıraktığımız Ay tutulmasının gerçekte nelere sebep olduğunu 22 Temmuz -10 Eylül arası, Satürn, Terazi’nin ilk 5 derecesinden geçerken anlayacağız. Ancak o zaman içinde bulunduğumuz bu kriz döneminin nelere mal olabileceğinin, nasıl çözüm bulunması gerektiğinin farkına varacağımızı düşünüyorum (özellikle 30 Temmuz – 07 Ağustos arası Satürn’ün Terazi burcunda Mars’la kavuşması daha da belirgin olacaktır).
Buraya kadar saydıklarım içinde bulunduğumuz şartların fonunu oluşturmakta (global anlamda etkili olan hal).
Şimdi bir de Ay tutulmasını Türkiye’nin haritası ile birlikte inceleyelim ve yukarıdaki fonun üzerine Türkiye’nin aldığı etkileri ekleyelim.

Ay tutulması Türkiye’nin 1. ve 7. Ev aksı üzerinde gerçekleşti. Bir yandan bir süredir Türkiye’nin 7.evinde bulunan transit Pluto Tutulma ile aktive edildi. Aynı zamanda transit Güneş/ Merkür kavuşumu ise Türkiye’nin yükselen derecesi ve Pluto’su üzerinde yerleşmiş durumda. Dolayısıyla Pluto Türkiye’nin haritasında iki kere aktive edilmiş durumda. Üstelik tüm bu tablonun içinde yükselen ülkemizin Yükselen yöneticisi olan Ay’ın tutulmuş olması. Bizim ülkemiz üzerindeki gerginliğin çok daha etkili olacağını göstermekte.

1.Ev bir ülkenin haritasında halkını, bayrağını, ulusun dışarıya yansıttığı kimliğini gösterir. Adeta üniforması gibidir. 7. Ev ise “diğerleri”dir. Anlaşma içinde olduğumuz ya da çatışma içinde olduğumuz ülkeler, duruşu açıkça belli olan ülkeler (eğer düşmansa, düşmanlığı ortadadır) veya eşit seviyede olan ülkeleri kısacası dış politikayı gösterir.    Bu hat üzerine yerleşmiş olan tutulma muhakkak Türkiye’nin dış politika ile ilgili önemli ve beklenmedik bir gündeme sahip olacağını göstermekte.

10.eve yerleşmiş olan Uranüs, hükümetin ani, fevri kararlar alabileceğini ve bu kararlarla dış politik ilişkilerde önemli değişikliklerin yapilabileceğini göstermekte. Bu değişiklikler, dış politikada önemli bir  dönüşüm sürecinin ani adımlarını attırabilir.

Bu gerginliğe dahil olmaya çalışan, ancak bir türlü gücünü henüz ortaya koyamayan 4.evdeki Satürn ise kültürel mirasımızın, topraklarımızın,  gelenek ve göreneklerimizin, temel yapı taşlarımızın ve kökteki zenginliklerimizin alanında (4.ev) durmaktadır. Satürn şimdilik Başak burcunun son derecelerinde bulunduğu için, henüz ortaya net bir tavır koyabilmiş değildir. Dolayısıyla onun direncini, zorlayıcı gücünü verebileceği hasarları henüz tam olarak tanımıyoruz. Şimdilik sadece bir kısmını görebiliyoruz. Bu güç özellikle 
22 Temmuz10 Eylül arası belirgin bir şekilde ortaya çıkacaktır (özellikle 30 Temmuz – 07 Ağustos arası Satürn’ün Terazi burcunda Mars’la kavuşması daha da belirgin olacaktır). Satürn’ün 7.ve 8.evin yöneticisi olması Onun bu büyük karedeki zorlayıcı rolünün dış politika, dış ülkelerle olan finansal bağlantılar ve sonlanmalar ya da gerçekleşebilecek beklenmedik ölümlerle bağlantısını göstermekte.

Tutulma ile gerçekleşen 1.ve 7. Evdeki Pluto tetiklemesinin ön plana çıkardığı bir başka konu ise Pluto’nun yöneticisi olduğu 5.ev ile alakalıdır.  Çocuklarla ilgili konuların bolca gündeme geleceği, çocukları ilgilendiren önemli değişikliklerin yapılacağı, çocuklarla ilgili konularda, eğlence ortamları ve keyif için kullanılan alanlarda tehlikeli bir dönem olabileceğini göstermektedir.

Tüm bunlar yaşanırken, 1,4,7 ve 10 ev akslarında gerçekleşen bu tutulma haritası ülkemizde yaşanan her şeyin dışarıdan takip edileceğini göstermektedir.

Yeni olmayan tüm bu gerginlikler Tutulma ile birlikte gün yüzüne çıkmış oluyor ve bizim açık seçik görebileceğimiz bir tablo olarak önümüze seriliyor. Tutulmayı bir fener ve feneri tuttuğumuz alanın aydınlandığını anlamalıyız. Çünkü tutulmalar ardından farkındalık yaşanır ve bazı konular hakkında gerçekler ortaya çıkmaya başlar.

Ay tutulması ile ilgili pek de iç açıcı bir şeyler yazamadım ne yazık ki. Tek söyleyebileceğim, kriz dönemlerinin dünya var oldukça yaşanabileceğidir. Bu dönemlerin üstesinden gelmenin en önemli yolu içimizdeki bu yoğun enerjiyi faydalı bir şeyler için kullanmak olacaktır. Değişim bireyden başlar, vicdanımız her zaman ön planda olsun ve bu gergin dönemde vicdanımızın yer almayacağı sözlere ve düşüncelere izin vermeyelim. Ayrıca sanıyorum, şu dönemde yapılabilecek en mantıklı şeylerden bir de objektif bakış açısını kaybetmemek ve gördüklerimizi, duyduklarımızı ilk izlenimlerimizle yargılamamak olacaktır. Çünkü üzerimizdeki gerginlik gerçekleri en çıplak haliyle görmemize engel olacaktır.

11 Temmuz 2010’da gerçekleşecek olan Güneş tutulması ile ilgili yazımı henüz bitiremedim. En kısa zamanda hazırlayıp, sizlerle paylaşmayı ümit ediyorum. Ancak yaşadığımız Ay tutulması kadar gergin olmayacağını düşünüyorum.
Sevgiler
Yurda Hal
03.07.2010 saat 02.57/Bostancı