31 Aralık 2008

Bolluk ve Bereketin Hasat Zamanı



"Şifacının Yolu" destesinden bu haftanın kartını iki gün önceden çektim. Yeni yıla girerken hepimize ihtiyacımız olan motivasyonu verecek bir kart çıkmasını diledim.

Aşağıda yeni yılın ilk kartını bulacaksınız. Bakalım 2009'un ilk haftasında hangi konular üzerinde düşünmeliymişiz.

Bolluk ve Bereketin Hasat Zamanı

Dua: Büyük Ruh, senin hediyeni kabul ediyorum. Bana dünya nimetlerini sunduğun ve beni bolluk içinde kolladığın için sana teşekkür ederim. Toprak ana bana tüm ihtiyaçlarımı vererek bana bakıyor. Benim aklımdan geçirdiklerimi hediyeler olarak hazırlıyor ve kollarında benim için barındırıyor. Senin yaratıcılık kristalin, bana sunduğun bolluk ve bereketlerden yenilikler yaratmam için beni teşvik ediyor.

Öğreti: Atalarımız, Büyükannelerimiz, Büyükbabalarımız hayatlarını ve bilinçlerini toprağa teslim ettiler. Bunu bizler için yaptılar. Bu yüzden dağlar, ovalar, düzlükler kutsaldır. Binlerce yıldır dünyamızda yaşamış insanlar bu topraktır. Onlar bizim yaşayabilmemiz için öldüler. Onların bilinci bu topraklardaki yaşam olmuştur. Çünkü toprak onu dönüştüren her tanrı ve tanrıçayı içine alır. Her peygamber, her şifacı, her ermiş, her amazon, her savaşçı, her kâhin ve her sıradan çiftçi onun rahminde yer alır. Onun hazineleri bol ve çeşitlidir.

O sana şimdi şunu söylüyor: “Gözlerini Aç! Ve doyumun kaynağının ve bütünün anlayışının sana sunduğu hediyeyi kabul et!” Bolluk içinde yaşamak senin toprakla nasıl bir bağ içinde olduğuna bağlıdır. Çevrende hangi zenginliklerin bulunduğunu keşfet. Hayat her yerde senin arzularını gerçekleştirmek için emrine amadedir.

Eğer parasal anlamda problemlerin varsa, şunları yapmalısın:

- Sahip olduğun şeyleri gözden geçir ve onları incele! Onları tek tek ele aldığında kendine şunu sor: İçinde şükran duygusu oluşuyor mu?

- Şükran duygusu duymadığın her şeyi hayatından bir an evvel çıkar. Onları ihtiyacı olan, sahip olduğunda sevinecek insanlara ya da toprağa ver.

- Ardından tekrar duygularını gözden geçir. Duygularında bir değişiklik oldu mu? Hala bir şeylere ihtiyaç duyuyor musun? Eğer duymuyorsan problem çözülmüştür.

- Eğer hala bir şeylere ihtiyaç duyuyorsan, istediğin şeyi imgelemeye başla ve ona nasıl bir kıymet biçtiğini düşün. Onun nasıl özenle hazırlandığını ve sana sunulduğunda ne kadar mutlu olduğunu imgele. Karşılığında değer verdiğiniz bir şeyi elden çıkarın, ihtiyacı olan birine ya da toprağa verin. İsteğiniz elinize geçtikten sonra onu kullanın, ihtiyacınız kalmayınca onu ihtiyacı olan birine verin ya da toprağa iade edin.

- Huzurlu ve dingin ol! Rahatla! Tohum toprağın rahmindedir. O isteğin büyüyecek ve senin için dünyaya getirilecektir.


Sevgiler

Yurdahal

31.12.2008 saat 01:39

Bostancı

2009 Ocak Gökyüzü


Hepimize mucizelerle dolu bir 2009 diliyorum!

Ocak ayına ait gökyüzü yorumumu okumak için aşağıdaki linki tıklayabilirsiniz.
" Bu Ay Gökyüzü Ocak '09 "


Eğer aylık burç yorumlarının ve bir aylık Ay Takviminin bulunduğu "Astrobülten"i her ay ilk okuyan olmak isterseniz, www.astroistanbul.com'a tıklayıp siteye üye olmanız yeterlidir.

Yurdahal


25 Aralık 2008

Harekete geçmek endişeyi yok eder ve ruhu özgürleştirir


Evet! "Şifacının Yolu" destesinden bu hafta yeni bir kart seçtim. Bu hafta yeni bir konu üzerine düşünelim ve bize neler getireceğini görelim.

İşte yeni kartımız:

Dua: Ben artık kaybetme korkumla yüzleşmeye hazırım. Her ürkütücü vahşi hayvan maskesi takmış varlığın ardında bir dost buluyorum. Boş yere korkmuşum. Beni korkutan her şeyde bu gerçeği keşfetmeye başlıyorum. Bu bilinçlenme beni başarıya götürüyor. Artık başarımı kutluyorum. Artık korkunun karşısına yeni keşfimle çıkıyorum. Bilgeliği korkuyla elimde tutamayacağımı ve onu özgür bırakmam gerektiğini artık biliyorum. Hem kendi ruhumu, hem de karşılaştığım her varlığın ruhunu özgür bırakıyorum. Ne sahiplenme duyguma, ne de kayıplarıma bağlıyım. Yer çekiminden etkilenmeden dans ederek ilerliyorum.

Öğreti: Özgür bırak! Başarı anlık hırstan başka bir şey değildir. Geçmişte kalanlara bağlı kalma, olmuş ve olacak olanı kutla. İçinde bulunduğun koşullara çok kolay bağlanabilirsin. Bu senin gelişmeni engeller. Kişisel başarının tadını çıkar, fakat ardından bu başarını çabucak ruhundan uzaklaştır. Böylece daha ilerisi için çabalayabilirsin. Bu sayede tüm dünya senin bulunduğun yeri sorgulamak için bir sebebe sahip olamaz.

İktidar için savaşmak seni sadece yolundan alıkoyar. Sen hareket etmeli, kendini geliştirmeli ve özüne giden yolculuğa devam etmelisin. Hırs ve iktidar duraklarında fazla oyalanma. Bu duraklarda sadece sükûnetin tadını çıkar. Duraklar seni yolundan alı koymasın. Endişeler seni olduğun yere çiviler. Hangi bilinç düzeyinde olursan ol, gelişmenin yolunu tıkar. Kendini daha yüksek bilinç düzeyine getirmek için yolunu tıkama. Bunun için ihtiyacın olan enerjiye ve bilgiye sahipsin.

İçinde bulunduğun düzey başkaları tarafından sorguya çekildiğinde, inatçı ve intikamla dolu olma tehlikesi ile karşı karşıya kalırsın. O anda sana akan kıymetli enerjiyi kötüye kullanma. Üstüne üstüne gelen kıskançlık duygusunu bir kenara at. Bunu onlara bir armağan bırakarak yap. Üzerine ilk gelen her kimse armağanını ona bırak. Seni, sadece sürekli gelişen vizyonun korur. Vizyonun her varlık için, iyiliği içinde barındırır. O senin kıskançlık ve açgözlülüğüne karşı kullanabileceğin yegâne kalkan. Bu kalkanı seni alt etmek isteyen her şeye karşı kullanabilirsin. Yorgun düşmediğin sürece, yeteneklerini geliştirmene yardımcı olan hiçbir şeyi kaybedemezsin. Seni motive eden ve sana yol gösteren bir vizyona sahipsin. Vizyonun senin düşünebildiğin en iyi dünyayı ve sana ait olan rolü içinde barındırır.

RUHUNU ÖZGÜR BIRAK!

Sevgiler
Yurdahal
25.12.2008 20:50 Bostancı

24 Aralık 2008

Hasrettir yalnızca Yazdırtan çizdirten

Özledikçe sövdürten

Dizeler döktürten ardından

Özlem bitince

İçi durulur insanın

Nadasa yatmış toprak gibi

Tekrar

Üreteceği günleri bekler

Sevdiğinin onu terk etmesini istemiyormuş

"Gibi " davranır…

Yalancıdır


Yurdahal 09.12.2008 00:30 Bostancı

18 Aralık 2008

Spiritüel Aile


Şifacının Yolu

1997 yılında bir iş seyahatinde Almanya'dan Carol Bridges'in " Der Weg der Medizinfrau" (" Şifacının yolu") isimli kartlarını almıştım. Kartlardaki öğretilerde kızılderili şifacıların bakış açısı var. Aklıma geldikçe ya da ihtiyacım oldukça desteden bir kart çekip anlamını okurum. Her kartın üzerinde en azından bir dua ve bir öğreti var. Ben kartlarımı ve içindeki bilgileri çok seviyorum.

Bundan sonra her hafta hepimiz adına bir kart çekip tercüme edeceğim. Belki de hepimize bir hafta boyunca ışık tutar ve bazı konular üzerinde düşünmemizi sağlar.
Sevgiler Yurdahal

İşte bu haftanın kartı:


Spiritüel Aile

Dua:

Sevgi vermemiz gerektiğine inandık ve sevgi verdik. Böylece en iyi bilgiyi ve büyük hazineyi hak ettik.

Ey büyük Ruh! Kabımız boşaldıkça, sen bizimle ilgilendin ve onun tekrar dolmasını sağladın. Artık yokluk çekmeyeceğimizi biliyoruz ve sana inanıyoruz. Biz birçok açıdan zenginiz. Bizim sevgimiz herkese açık ve bu sevgiyi paylaştığımız herkes bizim spritüel ailemiz. Gerçekte dünya üzerinde yaşayan herkesle akrabayız. Çünkü onların hepsi bize bir şeyler verir ve bizler hep birlikte büyük yaşam planı için çalışırız.

Sen bana ne verirsen, ben aileme, çocuklarıma, arkadaşlarıma, çevreme onu veriyorum. Ben birlik bilincine ulaştım. Karşılıklı ilişkiler artık benim için anlaşılır ve açık. Şimdi, bu uzun yol boyunca bana eve nasıl gideceğimi göster.

Öğreti:

Artık yavaş yavaş var olan her şey ile akraba olduğunu kavramaya başladın. Her şey evrimin bilincinde kayıtlı. Her ağaç, her çiçek hisseden, canlı bir varlık. Her sürünen, yüzen, uçan, dört bacaklı, iki bacaklıyla… Tüm canlılarla akraba olduğunu biliyorsun.

Tüm çevren, dostluğunu bekleyen bu kardeşlerinle dolup taşıyor. Hiçbir zaman yalnız değilsin. Bu kardeşlerinden bazıları senin tahmin bile edemeyeceğin yollarla sana yardım etmek için buradalar. Sen de başkalarına hizmet etmek için buradasın; belki de şimdi bu hizmeti nasıl gerçekleştireceğini yeni yeni anlıyorsun.

Günümüzde zararlı pek çok etkenle çevrelenmiş bir dünyada yaşıyoruz. Bu zararlı ve doğal olmayan şeyler cansızdır ve varlıklarını sürdürebilmek için bizim yaşam enerjimizin bir kısmına ihtiyaç duyarlar.

Fakat çocuğunuzun kendi çabasıyla hazırladığı bir hediye, ya da bir babanın ellerini kullanarak ailesi için hazırladığı bir çömlek çok farklıdır. Bu tür hediyeler onları yaratanların bilinci sayesinde canlıdırlar. Bu tür hediyeler bizim yaşamımızı zenginleştirir.

Çöpe dönüşmüş dünyamızda bize, önemli olsa da, olmasa da her şeye sahip olmamız gerektiği öğretildi. Sahip olduklarımız değersiz bir hal aldı. Hatta insanlara verilen değer bile azaldı. Birçok hayvan boş yere öldürülür oldu. Fakat yine de ısrarla yeni cansız şeyler üretmekten vazgeçmiyoruz. Hatta artırmaya çalışıyoruz.

Artık her şeyi olduğu gibi kabul etmemelisin. Yeryüzü senin için yaratıldı ve o canlı. Çevrendeki ve içindeki her şeyin canlı olduğunu fark et. Ekmeği keserken kullandığın bıçak , yediğin ekmek senin dostun. Toprağı kazarken kullandığın küreğin, üstünü toprakla örttüğün tohumun farkına var. Bahçendeki toprağı havalandıran ve bitkilerinin büyümesinde yardımcı olan solucana saygı göster. Bunları yaptıkça hayatında hızla birçok dostun olacaktır.

Bunlara dikkat edersen kabının ne kadar dolu olduğunu fark edeceksin. Belki de onların bir kısmını, şu aralar kullanmadığın bir kısmını, mesela giyeceklerini ya da kitaplarını paylaşabilir, ihtiyacı olanlara hediye edebilirsin. Kabını boşaltırsan, gerçekten ihtiyaç duyduğun konulara, sevdiğin insanlara ve sevdiğin hayvanlara enerjini ayırabilirsin. Artık değer kavramların değişti. Sen hala bu dünyada olabilirsin, fakat bu dünyadan değilsin. Dünya senin için artık farklı bir mekân oldu. Senin için önemli olan konulara vakit ayırabilmen ve başkalarına hizmet edebilmen için, zamanını alan her konuda pazarlık yap. Zamanını en yararlı biçimde kullan!

Artık yalnızlığından yola çıktın ve topluma, kalabalığa doğru yol alıyorsun. Bu topluma özen göstermeli, ona bakmalı ve onu korumalısın. O son derece canlı bir yapıdır. Orada değersiz ya da cansız, sana yük olabilecek hiçbir şey yaşamıyor artık.

Sen gerçek ailene kavuşmak için, onlarla bilinçli ve anlamlı bir yaşam sürmek üzere önemli bir yolculuktasın. Yurdahal




17 Aralık 2008

2008 Aralık Gökyüzü


Aralık ayına ait Astrolojik yorumum ay başından bu yana sitemde yayınlanmakta. Burada da sizlerle paylaşmak istedim.


2008 Aralık Gökyüzü

2008 yılının son ayı değişim rüzgârlarının eseceği, hareketli bir ay olacak gibi görünüyor. Ay boyunca gerçekleşecek olan gergin açılar bize bunu teyit ediyor. Bir çok alanda çözülmeler ve dağılmalar gündeme gelebilir. Güçlü olanların ellerindeki gücü kaybetme riski olan bir dönem. Yenilikler fikirlerin ve olanakların oluşması, eski fikirlerin sorgulanmasına sebep olacaktır.

Ayın ilk haftası gökyüzünde Güneş/Mars kavuşumu gerçekleşecek. Ayrıca Merkür’ün Satürn ve Uranüs’e olan kare açısı, Satürn/Uranüs karşıtlığını tetikleyecek. Bu iki açı kalıbı da, bol bol hareket vaat etmekte kalmayıp, sabırsızlık ve huzursuzluğu da beraberinde getirecektir. Bu dönemde fazla gerginlikten kaçınmalı ve hiçbir işi aceleye getirmemelisiniz. Bu açıların getirdiği enerjiyi en iyi spor yaparak yönlendirebilirsiniz.

Merkür’ün Satürn ve Uranüs’e olan kare açıları ise gereksiz konuları gereğinden fazla kurcalayıp kendimize dert yaratmamıza sebep olabilir. Politik ve ekonomik alanda ise yeni zorlayıcı şartlar gündeme gelebilir ve bunlarda gerginliğe yol açabilir. Beklenmedik sıkıntılar acil çözümlere sürükleyebilir ve zorlukları beraberinde getirebilir.

Tabii ki bu dönemi zihinsel aktivitelerimiz için olumlu anlamda kullanabilir, analitik işlere çözüm getirebiliriz. Yeni proje ve fikirleri gündeme getirmemiz ve onları başarılı bir şekilde değerlendirmemiz için uygun fırsatlar yakalayabiliriz.

Güneş ve Mars’ın Aralık’ın 9 u ile 15 i arasında Satürn Uranüs karşıtlığına yapacakları kare açılar ise, son derece gergin bir döneme işaret ediyor. Bu açılar ayrıca ayın 12’sinde gerçekleşecek olan Dolunay tarafından daha da tetiklenecek. Bu gerginlik gündeme uymayan eski kalıpları yıkma gücüne sahip olacaktır. Değişim ve dönüşüm zorunluluğu tepe noktasına ulaşabilir ve var olan gergin enerji sokaklara protestolar ve ayaklanmalar olarak yansıyabilir. Yöneticilerin ya da politikacıların eleştirilere maruz kalması, hatta onların koşullarını zora sokacak durumların oluşması söz konusudur. Hatta yerini bırakmak zorunda kalanlarda olabilir. Ayrıca bu günlerde olabilecek gerginlikler ekonomik piyasalarda iniş ve çıkışlara sebep olabilir ve sonucunda panik yaşanabilir.

Bu gerginlik aynı zamanda saldırganlık içeren olayları tetikleyebilir; gerek doğal, gerekse insanlardan kaynaklı felaketleri de ardından getirebilir. Özellikle Dolunay zamanı gerçekleşecek olan Merkür Pluto kavuşumu uluslar arası alanda güç kavgalarına sebep olabileceği gibi şiddeti de beraberinde getirebilir.

Gökyüzünün bu gerginliği kişisel alanlarda da tıkanmaları, gecikmeleri ve zorlukları beraberinde getirecektir. Ne yazık ki sırf uğraş ve çabalarımızla sıkıntılarımızın üstesinden gelemeyeceğimizi öğrenebiliriz. Bu dönem içinde sorumsuzca ve düşünülmeden atılan her adım problemleri tetikleyecektir. Önemli işlerinizi mümkünse ayın son 10 gününe ertelemeye çalışın. Bu dönemi sakin, dikkatli ve ölçülü geçirmek son derece önemlidir. Üstesinden gelebileceğinizden fazla işi üzerinize almayın ve temkini elden bırakmayın. Ayrıca bu dönem kaza ve yaralanma risklerini de artırabilir.

Ayın son 10 gününde de gökyüzü pek durulmayacak gergin açılar peşimizi bu ay bırakmayacaklar. Ayın 28’ince önceden Güneş tarafından aktive edilmiş Mars Pluto kavuşumu güçlü enerjileri açığa çıkaracaktır. Bu yoğun enerji yüzünden, davranışlarımız başkalarının düşüncelerine saygı göstermeyen bir hal alabilir. Bu yüzden problemler ve güç savaşlarıyla uğraşmak zorunda kalabiliriz.

Aynı zamanda doğal felaketlerin gündeme gelebileceği, şiddet ve kaza riski içeren bir dönem olması mümkündür.

Tüm bu zorlukların üstesinden gelebilmek için bu ay kendimize mümkün oluğunca sakin ve dingin bir ortam hazırlamalıyız. Çevremizdeki herkesin aynı etkinin altında olduğunu unutmamalı ve anlayış göstermeye çalışmalıyız.

Ayın 27’sinde gerçekleşecek olan Venüs Neptün kavuşumu ilişkilerimizde romantizmi vurgularken, aynı zamanda yanlış anlamaları ve hayal kırıklıklarını da tetikleyebilir.

Gökyüzü zaman zaman zor dönemleri vurgulasa da yeni bir yıla girerken hepimizin umutlarını yüksek tutması gerekir. Yeni yılda daha iç açıcı gökyüzü yorumları yapabilme dileği ile.

Sevgilerimle

Yurdahal

Bostancı

Sihirli Yemek



Sihirli yemek pişirmek nedir?

Sihirli yemek yapmak; yenilebilir maddeleri bir değişimin oluşmasında araç olarak kullanmaktır. Bunun güzel yanı ise, hem midenin keyif almasını, hem de damak zevkinin tatmin olmasını sağlamasıdır. Burada önemli olan yemek yaparken sadece nelerin kullanıldığı değil, aynı zamanda kullanılan enerjidir. Yemek yaparken devreye sokulabilecek birçok sihirli yöntem vardır. İmgeleme, enerji çalışmaları, şifalı otlar bilimi, renkler ve sesler gibi.

Hazırlama (planlama):

Önce yapmayı düşündüğümüz yemeği hangi amaçla hazırladığımızı tam olarak belirlemeliyiz. Çünkü bu yemeği ulaşmak istediğimiz bir hedefe destek olarak kullanacağız; yani bu yemek bir olumlama yemeği olacak. Bundan sonra yapacağımız yemeğin malzemelerini bulmalıyız. Malzemeleri belirlerken tamamen kendi sezgilerimizi takip edebiliriz ya da yemek kitaplarından yardım alabiliriz. (Birinci şık daha doğru bir yöntemdir, ikinci şık ise yemek işinde tecrübe sahibi olmayanlar içindir). Ulaşmak istediğimiz amaca göre malzemelerin rengini, kokusunu, hangi elemente ait olduklarını tespit etmeliyiz. Malzemelerin hangi elemente ait oldukları kadim zamanlarda belirlenmiştir.


Elementlere göre yiyecekleri sınıflandırsak:

Ateş element yiyecekleri: Dalda yetişen sebze ve meyveler, protein içerikli yiyecekler…

Toprak elementi yiyecekleri: Tuz ve kök bitkiler; yani patates, havuç, turp, yer elması, kereviz…

Hava elementi yiyecekleri: Yağ ve çiçek bitkiler; yani karnabahar, brokoli, çiçeği kullanılan her türlü bitki…

Su elementi yiyecekleri: Karbonhidrat ve yaprak bitkiler; yani ıspanak, semizotu, ısırgan, pazı, kuzukulağı…

Element ve yemek ilişkisi:

Bir de bunun yanı sıra, Ay’ın günlük hareketlerinde hangi elementin burcunda olduğuna dikkat edersek, amacımıza yaklaşmak için bir adım daha atmış oluruz. Ay 28 günlük döngüsünde tüm elementleri üçer kez ziyaret eder. Hangi elementin içinde bulunuyorsa, o elemente ait gıdaların kalite ve enerjisini yükseltir. Bunu belirleyebilmek için düzenli olarak Ay takvimini takip etmek gerekir. Bu takibi kolaylaştırmak için; hangi burçların hangi elementlere ait olduğunu bilmek de gerekecektir. Koç, Aslan, Yay ateş elementine; Boğa, Başak, Oğlak toprak elementine; İkizler, Terazi, Kova hava elementine; Yengeç, Akrep, Balık su elementine aittir.


Eğer yemeğimizi yaparken biraz daha detaylı çalışmak istiyorsak, bir de burçların niteliklerini dikkate alabiliriz. Ay öncü nitelikteki burçlardan geçerken, yeni girişimleri, başlangıçları, yeni fikirleri destekler. Sabit burçlardan geçerken, içinde bulunduğumuz konumu korumamızı sağlar. Değişken burçlardayken bize esneklik verir, birden fazla konuya eğilmemize yardımcı olur; var olan durumu sonlandırıp yeni dönemlere başlangıç yapmaya yardım eder.


Mademki biz bu yemeği amacımızı desteklemek için yapıyoruz, öyleyse Ay’ın hedefimize uygun nitelikteki burçta olmasına da dikkat etmeliyiz. Örneğin; bir ilişkiyi bitirmek istiyorsak ve yapacağımız yemek buna destek olacaksa, Ay değişken burçtayken o yemeği yapmalıyız. Yeni bir projeye başlayacaksak, Ay öncü nitelikteki burçlardayken yemeğimizi hazırlayabiliriz.


Bunun için burçların niteliklerine de değinelim. Koç, Yengeç, Terazi ve Oğlak öncü nitelikte; Boğa, Aslan, Akrep ve Kova sabit nitelikte; İkizler, Başak, Yay ve Balık ise değişken niteliktedir.


Asıl önemli olan, bizim istediğimiz sonuca ulaşmamızdır. Seçeceğimiz yemek, kolayca yapılıp hemen fırına sürülen bir yemek olmamalıdır. Bu yemeğin üzerinde uğraşıp emek sarf etmemiz önemlidir; doğrama, harmanlama ve bol karıştırma gibi. Yemeği yaparken ne kadar çok emek sarf edersek, ona o kadar çok enerji yükleyebiliriz. Bu sayede, yaptığımız yemeğe imgeleme, ses ve benzerlerini daha fazla aktarabiliriz.


Alışveriş: Böyle özel bir yemek için ekolojik gıdaları, hatta kendi ekip biçtiğimiz ekolojik gıdaları kullanmak daha uygundur. Ancak ne yazık ki, her birimizin bütçesi ya da zamanı ve koşulları buna uygun olmayabilir. Eğer bu yemeği gerçekten önem verdiğimiz bir olumlama için kullanmak istiyorsak, en azından ekolojik malzemeler kullanmaya dikkat etmeliyiz.


Alışveriş yaparken sevdiğimiz mekânlardan malzemeleri toplamaya özen göstermeliyiz. Bu konuda halk pazarları yardımımıza koşabilir; bizim cıvıl cıvıl halk pazarlarımız çok bol malzemeye sahipler. Doğrudan köylerden gelen ekolojik malzemeler küçük partiler halinde doğrudan üreticiden alınabilir. Bu büyülü yemek için malzeme toplarken, sezgilerimizi devreye sokmalıyız. Kendimiz için neyin doğru olduğunu ancak kendimiz bilebiliriz. Bu yüzden malzemeleri satın alırken onlara dokunarak, elleyerek, onlarla temas kurarak seçmeliyiz. Bize en uygun domatesi, tüm domates içinden yine biz bulup seçebiliriz.


Hazırlama: Şimdi ihtiyacımız olan her şeyi satın aldık ve malzemelerimizi yemeğimiz için hazırlama aşamasına geldik. Bu bölümdeki tavsiyelerin işimize çok yarayacağını özellikle belirteyim. Mesela; meyve ve sebzeleri yıkarken hedefimize engel olacak her şeyin suyla beraber akıp gittiğini imgeleyebiliriz. Negatif olan her şeyin yıkanıp yok olduğunu düşünebiliriz. Malzemeleri doğrarken enerjimizi bıçağa yönlendirebiliriz (Bıçağı elimizin bir uzantısı gibi düşünmeli ve bizim enerjimizin onda toplandığını hayal etmeliyiz). Bu sayede, engelleyici her şeyi, kesip atabiliriz. Mesela kalan tüm artıkları çöpe atarken korkuyu, endişeyi, ya da bizi hedefimizden alıkoyan her şeyi çöpe attığımızı düşünebiliriz.


Enerji yükleme ve imgeleme: Yemeğimizi her karıştırdığımızda ulaşmak istediğimiz hedefe sahip olduğumuzu imgeleyelim ve bu enerjinin elimizden kaşık aracılığı ile yemeğe aktığını düşünelim. Kaşığı, yemekle el arasında bir nesne olarak düşünmeyip, kaşığı da elin bir uzantısı olarak kabul edelim. Mesela “Başarı” pişirmek istiyorsak, yemeği karıştırırken başarıya sahip olduğumuzu hayal edelim. İçimize dolan mutluluğu hissedelim ve bunu yemeğe aktaralım.


Diğer yardımcı unsurlar: Yemeğimizi yaparken birçok şeyden faydalanabiliriz. Mesela, hayalimizi desteklemek için konuya uygun bir şarkı dinleyebilir veya kendimiz söyleyebiliriz. Bizi neşelendiren her türlü müzik faydalı olacaktır. Burada yaratıcılığımıza sınır koymamalıyız. Yemeğin içine baharat eklerken dostlarımızın hedefimize nasıl destek olduklarını hayal edebiliriz. Neye inanıyorsak onu yemeği pişirirken devreye sokabiliriz; bu bir dua, ilahi, mantra vb. olabilir.


Yeme: Yemeğimizi yerken sahip olduklarımıza şükür etmek gerekmektedir. Hedefimizi pişirdiğimizin ve onu bünyemize dâhil edeceğimizin farkında olmalıyız. Yemeği yerken yemekle ilgilenmeliyiz. Yemeğin tadını çıkarmalı ve onun taşıdığı enerjiyi kendimize yüklemeliyiz. Bu sayede yemeği ne için programladıysak, onu hem bedenimize hem de ruhumuza almış oluruz. İstersek burada da imgeleme yöntemlerinden ya da destekleyici bir müzikten güç alabiliriz. Yemekle bir bütün olduğumuzu hissetmeliyiz


Serbest bırakmak: Yemeği yedikten sonra her şeyi toplayıp ortadan kaldırmalıyız. Ayrıca tüm yaptıklarımızı unutmalıyız; çünkü tüm bu yemek işlemini unutarak ona yüklediğimiz enerjiyi serbest bırakıp enerjinin rahatça akmasını sağlarız. Eğer sürekli yaptığımız işi düşünürsek enerjinin tıkanmasına ve kuşku doğmasına sebep oluruz.


Yemek yaparken, yukarıda verilen Ay taktiklerini kullansak da kullanmasak da, yaptığımız her yemeğe sevgi ve olumlu düşünce eklemek, hem bizi hem de bu yemeği yiyenleri, olumlu yönde etkileyecek, onların yaşama sevincini arttıracaktır. Yemek yaparken asla negatif düşünce içinde olmamalıyız. Ayrıca her yemeğin başlangıç ve bitişinde şükretmeyi unutmamalıyız.


NOT: Biraz daha detay sevenlere:


Ay’ın Yeni Ay evresi, yeni başlangıçları; Büyüyen Ay evresi, büyüme, gelişme, çoğalmayı; Dolunay evresi sonuca varmayı, hedefe ulaşmayı; Küçülen Ay evresi ise, sonlanmayı, azalmayı, küçülmeyi destekler. İstersek yemeğimizi yaparken Ay’ın bu evrelerini de dikkate alabiliriz.


Ayrıca unutmayalım büyüyen ay evresi kilo almamıza, küçülen ay evresi ise kilo vermemize yardımcı olur.

Aslında hepimiz düşüncelerimizi maddeleştiriyoruz


Standart Aslında hepimiz düşüncelerimizi maddeleştiriyoruz...



Sık sık yaşadığımız bir şey vardır.... hani hiç beklenmedik bir anda birisi bize bir şey getirir, hediye eder, sunar vs... Biz de ona "daha dün aklımdan geçmişti. Bunu istiyordum... çok sağol hissettin demek ki" gibi bir cevap veririz.

Bu gibi olaylarda düşüncelerimizi maddeleştirmiş oluyoruz. Şimdi böyle bir olayı yaşadığımız anı hatırlamaya çalışalım. O şeyi isterken nasıl istemiştik? Ne bizi tetiklemişti? İsteme sürecimiz ne kadar sürmüştü? Sürekli ona takılıp kaldık mı, yoksa istedik ve unuttuk mu?

Çoğunlukla ortaya çıkan tablo şu oluyor, önce görsel, işitsel, duygusal, dokunsal ya da tatsal bir tetikleyici isteme sürecini devreye sokuyor. Ardından anlık fakat yoğun bir istek, arzu oluşuyor ve bu isteğimizi kısacık bir süre içinde unutuveriyoruz. Taa ki o bize gelene kadar. İsteğimiz elimize geçtiğinde tekrar hatırlayıveriyoruz.

Beynimizi bir laptop olarak düşünelim, her birinin farklı adaptörleri var. Bu adaptörler her zaman her laptop'a uyacak diye bir kural yok, uymayabiliyor. Bizim beynimize doğru istek formülünü sunan adaptörü bulmamız gerek. İşte burada tetikleyicinin ne olduğunu bulmalı ve doğru adaptörü kullanmalıyız.

Eğer tetiğimiz görsel ise vizyon imgeleme ile hareket edebiliriz , koku ise koku imgelemeli, anımsamalıyız......

Ardından yoğun bir şekilde istekte bulunmalı ( bunun içinde mutlaka motivasyonunuzun yüksek olduğu bir anı seçin) ve hemen serbest bırakmalıyız. Sürecin işlemesi için isteğimizin başında belalı bir patron gibi beklemeyelim, bizim için elinden geleni yapmaya çalışan o birimi sıkboğaz edip kısa devre yaptırmayalım:)

Bırakın isteğiniz geldiğinde sizi şaşırtsın, mutlu etsin.

Bir arkadaşım var, o küçücük bir şey istediğinde ( bu bir park yeri bile olabilir) ve bu isteği gerçekleştiğinde "Yurda, benim bağlantım şu an parazitsiz, hemen bir iki istekte daha bulunayım" der. Hatta bana bile istediğim bir şey var mı diye sorar. Peşpeşe aklına gelen istekleri sıralar ve inanın hepsi gerçekleşir. Kendim de denedim oluyor. Yani bağlantı kurulduğunu hissettiğiniz anda isteyin arkadaşlar.

Sevgiler
Yurdahal
_________