03 Temmuz 2010

26 Haziran ve 11 Temmuz 2010 Tutulmaları - bölüm 1

Madem tutulmaların bu kadar önemli olduğu günler yaşıyoruz, öyleyse astrolojide  tutulmalarla ilgili, özellikle aklımızda tutmamız gereken, temel kuralların bazılarının neler olduğunu  sizlerle kısaca paylaşmak istedim. Bu sayede hem belki de bilmediğiniz bir astroloji bilgisine ulaşmış olacak, hem de tutulmalarla ilgili elde ettiğiniz bilgileri farklı bir bakış açısı ile inceleyebileceksiniz.

  1.  Tutulmanın öncesinde ve sonrasındaki günler genellikle önemli ve hafızada kalıcıdır(+/- 10 gün)
  2. Güneş tutulmalarının etkileri, tutulmadan 3 ila 6 ay önce başlar ve neredeyse tutulmanın ardından bir yıl daha sürebilir. Ay tutulmaları ise tutulmadan 6 hafta önce etki etmeye başlar ve bu etki 6 hafta sonrasına kadar sürer.
  3. Tam tutulma her zaman en güçlü tutulmadır. 
  4. Tutulmanın görüldüğü yerler, daha doğrusu tutulma hattında olan ülkeler tutulmanın etkisini daha fazla yaşarlar. (şu an yaşadığımız tutulma, Güney Amerika’nın alt ucundan başlayarak okyanusta ilerliyor ve Yeni Zelanda’ya yaklaşmadan hemen önce bitiyor)
  5. Tutulmalar çiftler halinde gerçekleşirler. Bir tutulma, 6 ay sonra karşı burçta gerçekleşen bir tutulmayla tekrar aktif hale gelebilir.
Bu maddeler tutulmalarla ilgili temel maddelerdir.

Tüm bu bilgiler ışığında şunu söylemek mümkün; 1999 yılında, Türkiye üzerinden geçen hatta  gerçekleşen  Güneş tutulması ile  şimdi yaşayacağımız tutulmayı  Türkiye açısından eşdeğer görmek mümkün değildir.  Fakat bununla beraber, gökyüzünde öncü burçlarda oluşan gergin açılar, tutulmaların da öncü burçlar olan 
Yengeç- Oğlak hattında gerçekleşmesiyle tetiklenmektedir. Yazımın şimdi okuyacağınız birinci bölümünde Ay tutulmasını, yarın yayınlayacağım ikinci bölümünde ise Güneş tutulmasını detaylandıracağım.

(Geçen hafta yoğunluğum sebebiyle bir türlü yazmaya fırsat bulamadığım Ay Tutulmasına da böylece değinmiş oluyorum)Özellikle geçtiğimiz hafta 26 Haziran’da gerçekleşen Ay tutulması hem gökyüzündeki transit gerginlikleri tetikledi, hem de tetiklediği bu gerginliği Türkiye’nin kuruluş haritasının akslarına ve bazı göstergeleri üzerine yerleştirdi.
Ay tutulması haritası

Ay tutulması haritasına bir göz atalım. Tutulma haritasının ufkunda 20 derece Terazi yükseliyor. 04 derece Oğlak burcunda gerçekleşen Ay tutulması (Dolunay) haritasında gördüğünüz gibi tutulma esnasında Ay Pluto ile, Güneş ise Merkür ile kavuşumda. Bununla beraber tutulma esnasında Ay ve Güneş aynı zamanda  Uranüs /Jüpiter kavuşumuyla  ve Satürn’le kare açı halinde.  Dolayısı ile ortada önemli bir gerginliği temsil eden bir Grand Cross (büyük kare) var..

Öncelikle, tutulma esnasında “Via Combusta” yani “Yanan Yol” dediğimiz, 15 derece Terazi burcu ile 15 derece Akrep burcu arasında bulunan 20 derece Terazi yükselmekte. “Yanan Yol” içerisinde bir çok şiddet ve gerginlikleri gösteren Sabit Yıldızlar bulunmaktadır. Bu yüzden tutulma haritasının yükselen derecesi huzursuzluk, şiddet ve gerginliklerin ön planda olacağını göstermektedir. Yani gündemde, insanların zihninde, yüreğinde sebepli ya da sebepsiz gerginlik, huzursuzluk, öfke ve agresiflik olacaktır. Terazi’nin yöneticisi Venüs’ün ise bu haritada 11 evde ve Aslan burcunda yerleşmiş olması bu  içsel veya dışsal olarak ortaya çıkabilecek durumların, açık alanda, abartılı bir şekilde, etkileyici sahnelerle, zaman zaman çok belirgin öfkeyle sergilenebileceğini göstermekte. Ayrıca yükselen Terazi, adalet ve hak arayışının ön planda olacağını, insan haklarının da gündeme geleceğinin habercisi olabilir.

Oğlak burcunda Ay ile birleşmiş olan Pluto, aslında uzun dönem var olmuş, toplum içinde temel oluşturmuş fakat miadı dolmuş önemli kişi, kuruluş ya da şartların ani değişikliklere maruz kalmasının söz konusu olabileceğini göstermekte. Esoterik astrolojide Pluto bir ailenin eski köklerini, soyu da göstermekte. Ay ile birleşmesi dikkatlerin bu tür konulara çekilebileceğini, Ay ile Pluto’nun temsil ettiği konuların aydınlanıp gün yüzüne çıkacağını göstermekte. Tabii ki Pluto bunun dışında, yer altı, atom ve atom altı parçacıklar, yıkım/yeniden yapım, ölüm ve tekrar doğuş temalarını da içinde taşır. Ay tutulması bu tür konulara da açıklık getirecektir.  Ay/Pluto’nun 3.evin sonunda neredeyse 4.evin girişinde yerleşmiş olması, bu konuların medya, komşular kanalıyla haber olarak çok çabuk yayılacağını ve herkesin özel hayat alanlarının da etkileyeceğini göstermektedir. Ayrıca ulaşım araçları, yollar ya da iletişim araçları ile ilgili kaza ve sorunların tetiklenebileceğini de düşünmeliyiz.

Güneş/Merkür kavuşumu ise Dolunay sebebiyle doğal olarak  Ay/Pluto’nun karşısındadır. Yine Merkür’ün bu konumu yukarıda italik olarak belirginleştirdiğim bölümü teyit etmektedir. Bir de bu yerleşimin Yengeç burcunda olması Yayılan haberlerin ağır duygusallık içereceğini, 9.evin sonunda ve 10.evin girişine yakın olması ise inanç ve dogma ve fanatizmin önemli bir hal alabileceğini, hükümetin ya da toplum içinde önemli olan kişilerin  bu durumdan kıl payı da olsa nasibini alacağını göstermektedir.

Tutulmanın gergin hattının ortasında Koç’taki Uranüs/Jüpiter durmaktadır ve Uranüs yukarıda saydığım alanları jet hızıyla tetiklemekte, düşünmeden hareket edilmesine sebep olmakta, ani öfke ve kızgınlıkların, mantığı hiçe sayarak devreye sokulmasını anlatmaktadır. Jüpiter’in Uranüs’le kavuşmasını ise bu etkiyi büyütmeye yarayan, kolaylıkla abartıya dönmesine izin veren, fanatizmi ve taraflılığı körükleyen bir işaret olarak görüyorum.

Diğer taraftan tutulmanın ortasında bir de Satürn var tabii. Henüz öncü burca geçmemiş ve değişken Başak burcunda bulunan Satürn bu büyük karenin henüz tamamlanmamış noktası gibi. Bu yüzden yaşanacak tüm gerginliklerde, sorunlarda (bireysel ya da toplumsal) henüz bir tutarlı davranışın sergilenemeyeceğini, çözüm bulmak yerine, çözüm bulmaya çalışır gibi yapılarak bu sürecin geçiştirileceği hissini uyandırıyor bende.
Geride bıraktığımız Ay tutulmasının gerçekte nelere sebep olduğunu 22 Temmuz -10 Eylül arası, Satürn, Terazi’nin ilk 5 derecesinden geçerken anlayacağız. Ancak o zaman içinde bulunduğumuz bu kriz döneminin nelere mal olabileceğinin, nasıl çözüm bulunması gerektiğinin farkına varacağımızı düşünüyorum (özellikle 30 Temmuz – 07 Ağustos arası Satürn’ün Terazi burcunda Mars’la kavuşması daha da belirgin olacaktır).
Buraya kadar saydıklarım içinde bulunduğumuz şartların fonunu oluşturmakta (global anlamda etkili olan hal).
Şimdi bir de Ay tutulmasını Türkiye’nin haritası ile birlikte inceleyelim ve yukarıdaki fonun üzerine Türkiye’nin aldığı etkileri ekleyelim.

Ay tutulması Türkiye’nin 1. ve 7. Ev aksı üzerinde gerçekleşti. Bir yandan bir süredir Türkiye’nin 7.evinde bulunan transit Pluto Tutulma ile aktive edildi. Aynı zamanda transit Güneş/ Merkür kavuşumu ise Türkiye’nin yükselen derecesi ve Pluto’su üzerinde yerleşmiş durumda. Dolayısıyla Pluto Türkiye’nin haritasında iki kere aktive edilmiş durumda. Üstelik tüm bu tablonun içinde yükselen ülkemizin Yükselen yöneticisi olan Ay’ın tutulmuş olması. Bizim ülkemiz üzerindeki gerginliğin çok daha etkili olacağını göstermekte.

1.Ev bir ülkenin haritasında halkını, bayrağını, ulusun dışarıya yansıttığı kimliğini gösterir. Adeta üniforması gibidir. 7. Ev ise “diğerleri”dir. Anlaşma içinde olduğumuz ya da çatışma içinde olduğumuz ülkeler, duruşu açıkça belli olan ülkeler (eğer düşmansa, düşmanlığı ortadadır) veya eşit seviyede olan ülkeleri kısacası dış politikayı gösterir.    Bu hat üzerine yerleşmiş olan tutulma muhakkak Türkiye’nin dış politika ile ilgili önemli ve beklenmedik bir gündeme sahip olacağını göstermekte.

10.eve yerleşmiş olan Uranüs, hükümetin ani, fevri kararlar alabileceğini ve bu kararlarla dış politik ilişkilerde önemli değişikliklerin yapilabileceğini göstermekte. Bu değişiklikler, dış politikada önemli bir  dönüşüm sürecinin ani adımlarını attırabilir.

Bu gerginliğe dahil olmaya çalışan, ancak bir türlü gücünü henüz ortaya koyamayan 4.evdeki Satürn ise kültürel mirasımızın, topraklarımızın,  gelenek ve göreneklerimizin, temel yapı taşlarımızın ve kökteki zenginliklerimizin alanında (4.ev) durmaktadır. Satürn şimdilik Başak burcunun son derecelerinde bulunduğu için, henüz ortaya net bir tavır koyabilmiş değildir. Dolayısıyla onun direncini, zorlayıcı gücünü verebileceği hasarları henüz tam olarak tanımıyoruz. Şimdilik sadece bir kısmını görebiliyoruz. Bu güç özellikle 
22 Temmuz10 Eylül arası belirgin bir şekilde ortaya çıkacaktır (özellikle 30 Temmuz – 07 Ağustos arası Satürn’ün Terazi burcunda Mars’la kavuşması daha da belirgin olacaktır). Satürn’ün 7.ve 8.evin yöneticisi olması Onun bu büyük karedeki zorlayıcı rolünün dış politika, dış ülkelerle olan finansal bağlantılar ve sonlanmalar ya da gerçekleşebilecek beklenmedik ölümlerle bağlantısını göstermekte.

Tutulma ile gerçekleşen 1.ve 7. Evdeki Pluto tetiklemesinin ön plana çıkardığı bir başka konu ise Pluto’nun yöneticisi olduğu 5.ev ile alakalıdır.  Çocuklarla ilgili konuların bolca gündeme geleceği, çocukları ilgilendiren önemli değişikliklerin yapılacağı, çocuklarla ilgili konularda, eğlence ortamları ve keyif için kullanılan alanlarda tehlikeli bir dönem olabileceğini göstermektedir.

Tüm bunlar yaşanırken, 1,4,7 ve 10 ev akslarında gerçekleşen bu tutulma haritası ülkemizde yaşanan her şeyin dışarıdan takip edileceğini göstermektedir.

Yeni olmayan tüm bu gerginlikler Tutulma ile birlikte gün yüzüne çıkmış oluyor ve bizim açık seçik görebileceğimiz bir tablo olarak önümüze seriliyor. Tutulmayı bir fener ve feneri tuttuğumuz alanın aydınlandığını anlamalıyız. Çünkü tutulmalar ardından farkındalık yaşanır ve bazı konular hakkında gerçekler ortaya çıkmaya başlar.

Ay tutulması ile ilgili pek de iç açıcı bir şeyler yazamadım ne yazık ki. Tek söyleyebileceğim, kriz dönemlerinin dünya var oldukça yaşanabileceğidir. Bu dönemlerin üstesinden gelmenin en önemli yolu içimizdeki bu yoğun enerjiyi faydalı bir şeyler için kullanmak olacaktır. Değişim bireyden başlar, vicdanımız her zaman ön planda olsun ve bu gergin dönemde vicdanımızın yer almayacağı sözlere ve düşüncelere izin vermeyelim. Ayrıca sanıyorum, şu dönemde yapılabilecek en mantıklı şeylerden bir de objektif bakış açısını kaybetmemek ve gördüklerimizi, duyduklarımızı ilk izlenimlerimizle yargılamamak olacaktır. Çünkü üzerimizdeki gerginlik gerçekleri en çıplak haliyle görmemize engel olacaktır.

11 Temmuz 2010’da gerçekleşecek olan Güneş tutulması ile ilgili yazımı henüz bitiremedim. En kısa zamanda hazırlayıp, sizlerle paylaşmayı ümit ediyorum. Ancak yaşadığımız Ay tutulması kadar gergin olmayacağını düşünüyorum.
Sevgiler
Yurda Hal
03.07.2010 saat 02.57/Bostancı

2 yorum:

  1. gergin zamanlarda olsa üstesinden bir şekilde gelebiliriz diye umuyorum, sizinde dediğiniz gibi objektif bakış açısı kaybolmazsa vicdanla beraber her zorluğun üstesinden gelinebilir. çook teşekkür ederim bu yazıyı bizlerle paylaştığınız için yurda hal hanım sevgilerle.. :)

    YanıtlaSil
  2. Çok teşekkürler Yurdahal Hanım sayenizde zaten pek çok şeyin farkına varıyoruz.

    YanıtlaSil

Teşekkürler!

www.astroistanbul.com