02 Ocak 2010

Rezonansımız ve Yeni Yıl


Konu: Rezonansmız ve Yeni Yıl


Sevgili Arkadaşlar,

Her Yılbaşı isteklerimiz ve arzularımız artar. Birçoğumuz isteklerimiz için listeler yapmaya başlar, ümitle dolarız. Zaten yeni başlayan döngüler, umutları da beraberinde getirmez mi?


Hepimiz bu madde bedenimizle birlikte aslında enerjilerden ibaretiz. Enerjimiz hangi rezonansta titreşiyorsa, aynı rezonansa ait şeyleri hayatımıza çekeriz. Rezonansımızın ne olduğunu ise kalp çakramız belirler. Çünkü frekansımız/rezonansımız oradan bedenimize yayılır ve sonsuzluğa doğru hep aynı yoğunlukta yol alır. Bizimle beraber titreşen her şey, bizim için fark edilirdir.


Kendimizle aynı rezonansta olan insanlar, eşyalar, olaylar, canlılar; hepsini dış dünyamızda fark ederiz. Her biri bize ait bir parçamızı yansıtmak üzere oradadır. Tabii aynı durum diğer insanlar içinde geçerli, sizin rezonansınızla örtüşen insanlar da size çekilim duyacak, sizi kendi hayatlarına çekeceklerdir.Nasıl bir rezonans yaydığımızı anlamak çok kolaydır. Günlük hayatımıza, çevremize bir göz atmamız, duygularımıza göz gezdirmemiz yeterli olacaktır, çünkü hayatımızda var olan her şey, yaydığımız titreşimle hayatımıza çekilmiş bizimle uyumlanmıştır.Eğer bir takım isteklerimiz ve arzularımız varsa, bu isteklerimizin gerçekleşmesi için aynı rezonansta olmamız son derece önemlidir. Hani o çabucak gelişen dilekler muhakkak sizinle aynı rezonansa sahiptir.


Çok istediğimiz ve gerçekleştiremediğimiz şeyler ise farklı frekansta, farklı dalgalara, rezonansa sahiptir. Telsiz de bir arkadaşınızla konuşabilmeniz için aynı kanalda olmalısınız, aksi takdirde birbirinizle konuşmanız mümkün olmayacaktır. Telsiz de aynı kanalda olan kişilerin her biri birbiri ile görüşebilir, fakat diğer kanalda olup bitenlerden haberdar değildir. Diğer kanaldakilerle bağlantıya geçebilmek için, bizim de kanalı değiştirmemiz gerekir.


Çekim yasasını uygulayabilmek için yukarıda yazdıklarımı muhakkak dikkate almamız gerekir. Bir şey isterken, onunla aynı frekansta olup olmadığımızı anlamak çok zor değildir. Bunun için detektörümüz vardır. Göbek çakramız, yani karın bölgemiz detektörümüzdür. İsteğimiz bizimle aynı rezonansta ise, ister geçeriz. Üzerinde fazla düşünmeyiz, çünkü gerçekleşeceğinden emin oluruz. Severek çiğnediğimiz bir lokmayı yutacağımızdan ne kadar eminsek ve “acaba yutacak mıyım?” diye düşünmüyorsak, o isteğimizin de gerçekleşeceğinden o kadar eminizdir. Açıkçası bu bir inanma duygusu bile değildir. Bir bilme, emin olma halidir. İstediğimiz ile aynı frekansta isek, o zaten bizim enerji alanımızın bir uzantısıdır. Bizim bir parçamızdır.


İsteğimiz bize bizimle aynı rezonansta değilse, ağır bir yemeğin midemize oturmasına benzer bir duygu tam o bölgeye yerleşir. Adeta midemizde bir tuhaf bir duygu yumrusu oluşmuş hissine kapılırız. Bizim enerjimizden çok farklı olan bir enerji türünü, enerji bedenimize yamamaya çalışmak gibidir bu durum. Açıkçası işe yaramaz. İmkansızmış hissini verir ve bu his zaten gerçekleşmeyeceğinin, enerji naklinin başarısız olduğunun kanıtıdır.


Enerji bedenimizin rezonansını değiştirebiliriz. Nasıl bir hayata sahip olmak istediğimizi belirlemeliyiz öncelikle. O hayatın gereklerinin ne olduğunu gözden geçirmeliyiz. Ardından çalışmalara başlayabiliriz. Her birimiz için farklı uygun çalışma yolları uygun olacaktır. Kimi meditasyon yapmak ister, kimi imgelemek… Bazılarımız yazarak rezonansımızı değiştirebilir, bazılarımız ise dua, zikir ya da inancına uygun bir ibadet yolu ile…. Kimimiz ise kolaj hazırlayacaktır ve sabah akşam ona bakacaktır belki. Araştırdığımızda muhakkak kendimize en uygun yolu bulabiliriz.Detektörümüze kulak vermeyi öğrenmeliyiz. Hayatımıza çekmek istediğimiz belirgin bir şey olmayabilir bazen, sadece genel anlamda onu bir üst seviyeye taşımak isteyebiliriz. O zaman, gerçekten istediğimiz yaşama uygun davranmayı öğrenmeliyiz. Örnek alabileceğimiz insanlar varsa onların hayatlarını incelemeye alabilir, bir süreliğine onları taklit edebiliriz. Acıklı, boş dizileri ve filmleri seyretmek yerine, örnek almak istediğimiz hayatların biyografileri ile ilgilenmek çok daha doğru olacaktır.Hayatınızı daha mutlu bir hale getirebilmek için, bir süreliğine kendinizi çevreden bombardıman edilen karamsar haberlere kapatın. Gazete, televizyonu hayatınızdan atın. En azından birkaç ay kendinize enerjinizi yükseltme şansı tanıyın.2009 yılını geride bırakırken, geriye dönüp bir yıl süresince nasıl bir rezonansta olduğumuzu fark edelim.


Peki, 2010 da rezonansımız aynı mı olsun? Yoksa değiştirmek istediğimiz bir şeyler var mı?Eğer değiştirmek istiyorsanız, harekete geçmelisinz. Yukarıda da belirttiğim gibi, seçeceğiniz yöntem size uygun olmalı. Uygulayacağınız yöntem sizi zorlamamalı, tıkamamalı. Sizinle beraber akmalı. Bunun için de karnınızdaki detektörü kullanabilirsiniz.


Hepinize mutlu, sağlıklı, bolluk ve bereket içinde bir yeni yıl diliyorum. 2010 yılı her birimiz için mucizeleri beraberinde getirsin.


Sevgiyle kalın

Yurda Hal



Hiç yorum yok:

Yorum Gönder

Teşekkürler!

www.astroistanbul.com