27 Nisan 2010

Çocuk ve Astroloji (Aktüel Dergisi Yazımdan Bölüm 1-2-3-4)



Çocuk ve Astroloji (Aktüel Dergisi Yazımdan Bölüm 1-2-3-4)

Anne ya da baba olan bilir; çocuklarımız hayatımızda her şeyden önce gelir. Kendi ihtiyaçlarımızı erteleyebilirken, onların bırakın ihtiyaçlarını, sıradan isteklerini bile yerine getirmek için elimizden geleni yaparız. Her şeyin en iyisini vermek, çocukken arzu edip de sahip olamadığımız her şeyi onların önüne yığmak isteriz.

Bizim çocuğumuz, en sağlıklı, en başarılı, en zeki, en çalışkan çocuk olsun, bizim hayal edip de yapamadıklarımızı yapsın isteriz. O adeta bizim bir uzantımız gibidir. Kendi başarısızlıklarımızı düzeltmekle mükellef, asla bizimle ( ve yıllar içinde çevremiz vasıtasıyla deneyimlediğimiz) aynı hatalara düşmemesi gereken, kendimize tattıramadığımız gururu ve saygınlığı bize tattırmak zorunda olan; kısacası kendi beklentimize göre mükemmel olarak adlandıracağımız bir varlıktır o. Bizim mükemmelimizi yaratmak zorundadır.

Her birimizin mükemmeli değişiktir; kimi çocuğu erken yaşta piyano çalsın diye uğraşır, kimi ise daha okula başlamadan okuma yazmayı öğrensin ister. Bazıları erkenden bir spor kulübüne miniklere yazdırmak için parçalanır. Herkes çocuğunun başka bir özelliği ile övünmek ister. Bu özelliği ise söz hakkına sahip olana dek ne yazık ki çocuk değil, egolarını tatmin eden ebeveynler belirler.

Çocuk ise eğer sevmediği bir şeyi yapıyorsa elinden geldiğince itiraz eder durur. Ağlama krizleri, sürüklenerek kapıdan dışarıya çıkarmalar, tepki olarak öksürmeler, kusmalar… Denemedikleri hiçbir şey kalmaz.

Ben olaya astrolojik olarak bakmak istiyorum. Her insan bu dünyaya gelirken kendine belli bir kalıp seçer ve bu kalıbın içine doğar. Bu kalıp olarak adlandırdığım şey, bireyin mührüdür ve sadece ona ait, ona özeldir. Bu özel mühür ya da kalıp bizim astrolojik haritamızdır.

Bir anne ya da baba (bazen çocuğu yetiştiren ve ona yakın olan fakat anne ya da baba olmayan biri de olabilir) çocuğu farkında olmadan kendi uzantısı gibi görür. Doğduğu gün kucağa alınan çocuğun bakıma muhtaç olması, nedense onun bir birey olarak algılanmasının önünde Çin Seddi gibi duvar örmüştür. Bu da yukarıda anlatmaya çalıştığım anne baba tipinin kucağına düşen minicik bir birey için aslında zulümden başka bir şey değildir. Çünkü o minicik bebek kendi hayat yolunu şekillendirecek gerekli alt yapıyı şekillendirmek yerine, ebeveynlerinin arzularını yerine getirmekle mükellef kılınır.

Artık çevremizde “7 çok geç” isimli kampanyaların afişlerini bolca görüyoruz. Bu afişler okul öncesi eğitimin öneminden bahsediyor. Evet, 7 yaş çok önemli, çünkü yedi yaşına kadar “hayatımızın kullanım kılavuzu” hazırlanıyor ve zihnimize yerleşiyor. Yedi yaşına kadar duygularımızın yönlendirdiği düşünceler, beynimizdeki nöron bağlantılarını kuran otobanları inşa ediyor. Evet, yanlış duymadınız otobanlar anne karnı dönemi artı ilk yedi yıl içerisinde tamamlanıyor. Daha sonra öğrendiğimiz ve ilave ettiğimiz her şey teferruat: tali yol, toprak yol, köy yolu vs. Asla otoban değil. İstersek yedi yaşından sonra otoban inşa edemiyor muyuz? Tabii ki edebiliriz, fakat bu otobanı inşa etmek hem daha çok zaman alacaktır, hem de eski yanlış otobanların kullanımdan kaldırılması (yanlış alışkanlıkların yıkılması) çok zahmetli bir iş olacaktır.

Astrolojinin en önemli gezegenlerinden biri olan Satürn, hayatımızda kalıcı olması gereken, ciddi ve önemli ne varsa onu inşa eder. Mesela sağlık astrolojisinde Satürn kemikleri ve cildi temsil eder. Yani en derinde, temelde bedenimizi ayakta tutan kemiklerimiz de Satürn’dür, bedenimizin sınırlarını ortaya koyan, maddesel bedenimizin nerede bittiğini bize anlatan cildimiz de Satürn’dür. Ruhsal ve psikolojik yapımızın temel taşlarını da bedenimizde olduğu gibi Satürn oluşturmaktadır. Satürn gezegeni doğum anında bulunduğu burç, ev ve açılarla belirli bir doğaya sahiptir. Bu doğası ise bize bir çocuğun hayatındaki disiplinin, temelinin ve sınırlarının hangi alanda olacağını,gücünü ve nasıl ortaya çıkabileceğini göstermektedir. Satürn’ün doğum haritasındaki yerleşimine yapabilecek bir şey yoktur aslında, tüm haritanın kendisi nasıl çocuğun mührü ise, haritadaki Satürn de bu mührün bir parçasıdır.

Haritanın en önemli temel taşlarından biri olan Satürn’ün burçlar kuşağındaki bir turu 28-30 yıl arasında sürmektedir. Bunun dörtte biri olan sürede (7-7,5 yıl) burçlar kuşağında yaklaşık üç burç ilerler ve bu ilerleme boyunca haritadaki tüm diğer gezegenlere açılar yapar. Bu süre içinde değmediği, dokunmadığı hiçbir gezegen yoktur. Bu açıların bir kısmı kolay etkilere sahip olurken, bazıları zorlayıcı ve küçücük çocuk zihninde algılanması güç travmalara yol açabilecek etkide olacaktır.

Satürn gezegeninin burçlar kuşağındaki turu sırasında yaklaşık üç burçtan geçmekte ve bu geçiş esnasında haritanın her anlam taşıyan noktasına ve tüm gezegenlere açı ya da kavuşum yapmaktadır. Haritamızdaki her noktayı birer kilitli kapı gibi düşünürsek, Satürn bu ilk temas ile birlikte hem o gezegenleri kilitlerini açarak aktive eder, hem de o bölgeye kendi doğasından bir şeyler ekler. Satürn’ün bu aktivasyonları tetiklemesiyle, çocuk hayatında aktive edilen gezegen ile alakalı alanı algılamaya ve fark etmeye başlar. Bu farkındalık aynı zamanda ona yavaş yavaş sorumluluk yüklemektedir.

Mesela Satürn Merkür gezegenini herhangi bir açı ile test ettiğinde, çocuk el kol hareketlerinin, becerilerinin ya da çevresinde olan biteni kavrayış biçiminin tam anlamıyla farkına varmaya başlayacaktır. Eğer bu açı kötücül bir açı ise ve olumsuz etkiler alıyorsa, çocuğun bu alandaki ilk deneyimlerinin güzel anılar bırakması beklenemez. Tabii ki bu durumda, eğer bu tecrübe edinilen konu günlük hayatımızda çok gerekli olan bir şeyse, ilk aktivasyonla birlikte, otobanın temeli bu duygu durumu kalıbıyla atılmış olur. Tabii bu çocuk büyüdüğünde, günlük transitlerde Merkür gezegeninin aldığı her zorlu açıda bu kalıbın duygu halini hafızasından çağıracağı için, Zihinsel, iletişimsel, el becerileri ve beden dili gibi önemli konularda kendini kısıtlanmış hissedecektir.

İyicil bir açı ise Satürn’ün yaptığı aktivasyon ile birlikte tecrübe ettiği konu her neyse ona başarma duygusunu tattıracak ve mutlu edecektir. Satürn’ün yaklaşık ilk 7 yıl içinde her gezegenle tek tek bu çalışmayı yaptığını düşündüğümüzde ise çocuğumuzun bizden alması gereken destek apaçık ortadadır.

Bir çocuğun yeteneklerini ve başarılı olabileceği alanların potansiyellerini yine doğum haritası ve onun içinde yerleşmiş gezegenler belirler. Satürn’ün doğum anından itibaren yaptığı açılar yeteneklerimizin de temelini atmaktadır. Bir çocuğun haritasında büyük sanatsal yetenekler olabilir, fakat Satürn’ün astroloji haritasında bu sanatsal yetenekleri gezegenlere olan açılarının döneminde, çocukları mutlaka anlamak ve onlara gerekli alt yapı için destek vermek gerekmektedir.

Sürekli Satürn transitlerinin etkilerinden bahsediyorum. Tabii ki bir haritanın üzerinde bir anda, sadece tek bir açı ya da etkileşim gerçekleşmez. Mesela Satürn’ün ilk tetiklemesi ile aynı anda haritada etkili olan başka bir açı daha gerçekleşiyor ve Satürn’ün yaratacağı etkiyi hafifletiyor olabilir. Diyelim ki, Satürn olumlu bir açı ile olumlu bir temeli atmak üzere ise, çocuğun bu dönemde dikkatini dağıtabilecek diğer açının etkisinin farkında olmak önemlidir. Bu sayede çocuğun dikkatini asıl alana bağlayabilecek bazı yollar bulmak elinizde olacaktır.

Yine harita üzerindeki transit geçişleri ile hayatımıza önemli etkileri olan başka gezegenlerde mevcuttur. Ancak, bunların hiçbiri Satürn gibi davranış, duygu ve becerilerimizi, olumlu ya da olumsuz anlamda, kemikleştiren, sağlamlaştıran ve kalıcı temeli oluşturan yetide değildirler. Satürn temasının yarattığı etki, aktive ettiği duygu ya da davranışın tohum kalıbını açar, içten dışa doğru yavaş yavaş sertleşip kalıplaşmasını sağlar. Bu kalıbı bir daha kırmak ileride çok zor, hatta bazen imkansızdır.

Eğer çocuğumuzun astroloji haritasını iyice anlar ve bu ilk yedi-sekiz yıllık serüveninin hangi dönemlerinde destek olmamız gerektiğini bilirsek, anlayış ve bakış açımızı onun içinde bulunduğu durumu biz de daha farkındalıkla yaşayabilir ve bilinçli bir şekilde yardımcı olabiliriz. Onun o transit anında yaşadığı durumu daha da şiddetlendirecek hareket ve tavırlardan kaçınabiliriz. Böylece olası travmayı daha fazla şiddetlendirmeyip, tam aksine daha hafif atlatmalarını sağlayabiliriz.

Çocuğumuzun ilk yedi yılında geçireceği zorlu evreleri öğrendiğimizde, hem çocuğumuza, hem de kendimize yardımcı olmuş oluruz. Bir çocuğun astroloji haritasının bu doğrultuda değerlendirilip incelenebilmesi için, muhakkak astrolojiye derinden vakıf tecrübeli ve güvenir astrologlar tercih edilmelidir.

Unutmayalım astrolojiyi meteoroloji bilgisine benzetebiliriz. Eğer yağmur yağacağı bildiriliyorsa ve ıslanmak istemiyorsak, yanımıza şemsiye alabiliriz. Şemsiye yağmurun yağmasını engellemeyecektir, fakat sizi ıslanmaktan koruyacaktır. Aynı bu örnekte olduğu gibi burçlar kuşağının, gezegenlerin etkisini ortadan kaldırmamız mümkün değildir, fakat gerekli önlemleri almak elimizdedir.

Sevgilerimle

Yurda Hal

2 yorum:

  1. ben bu yazınıza tamamen inannıyorum da.kızımın ve kendimin haritasını nasıl öğreneceğimi bilmiyorum.tabiki bir ücret karşılığında bu yapılabilir ama bu zor hayat şartlarında bunu yapmam mümkün değil.çok sıkı yakipcinizim..iyi çalışmalar

    YanıtlaSil
  2. Sevgili Adsız okuyucu:)

    Bu yıl bitmeden tam da bu konuyu anlatan bir kitap yazmış ve yayınlamış olacağım. Elimden geldiğince basit anlatmaya çalışacağım, böylece sizler de çocuklarınıza dönemsel etkilerine uygun davranma şansı bulabilirsiniz.
    Sevgilerimle
    Yurda Hal

    YanıtlaSil

Teşekkürler!

www.astroistanbul.com